Bu icerigi gorebilmeniz icin Flash Player yuklu olmasi gerekiyor...
İlk Yardım PDF Yazdır e-Posta
TwitterFacebook
Cuma, 23 Ocak 2009 12:07

TANIMI : 

 Ani olarak hastalanan veya kazaya uÄŸrayan kimseye anında, olay yerinde ve çevre imkanlarından yararlanılarak  yapılan, tıbbi olmayan geçici müdahaleye Ä°LKYARDIM denir.

İLKYARDIMDA AMAÇLAR :

1-  Hayat kurtarmak

2-  Durumunu korumak 

3-  Sakatlıkları önlemek 

Ä°LKYARDIMDA  6 SAFHA :

 1- Tedbir (Ä°lkyardımcının  kendisinin ve kazazedenin güvenliÄŸinin saÄŸlanması)

2- TeÅŸhis

3- Tedavi

4- Telekomünikasyon (haberleÅŸme)

5- Triaj (öncelikli kazazedenin belirlenmesi)

6- Taşıma

 

Ä°LKYARDIMCIda  bulunması gereken özellikler : 

 1- Her zaman tedbirli olmalıdır 

2- SoÄŸukkanlılığını korumalıdır 

3- Cesaret gösterilerinden ve emin olmadığı uygulamalardan kaçınmalıdır 

  

Ä°LKYARDIM’ da haberleÅŸebilecek telefon numaraları : 

 0-800-3147900 SaÄŸlık Bakanlığı, Zehir Danışma Merkezi, ücretsiz hat

                 110 Ä°tfaiye 

                 112 Ambulans   

                 154 Trafik polisi  

                 155 Polis imdat

                 156 Jandarma imdat 

 

ECZADOLABInda bulundurulması gereken malzemeler 

  1- Üçgen sargı bezleri 

  2- Rulo sargı bezleri 

 3- Steril gazlı bezler

 4- Flaster

 5- Çengelli iÄŸneler

 6- Pamuk 

 7- Yara bandları 

 8- Antiseptik solüsyonlar (Batikon/Mersol 50 ml/100 ml )

 9- Turnike lastiÄŸi

10- Ä°lkyardım rehberi 

11- AÄŸrı kesici 

 

İLKYARDIM ÇANTASInda yukarıdaki malzemelere ek olarak bulundurulacaklar :

 

12- TebeÅŸir 

13- Makas

14- Cep feneri

15- Kağıt, kalem

16- Boyunluk (servikal kollar) 

 

* Turnike lastiÄŸi gerekli deÄŸildir; onun yerine, üçgen sargı bezi, kravat veya herhangi bir  kumaÅŸ parçasını kullanmak daha uygundur

SOLUNUM SÄ°STEMÄ° VE SUNÄ° SOLUNUM

Solunum Sistemi, üst solunum yolu (ağız, burun, boÄŸaz ) ve alt solunum yolundan ( larenks, trakea, bronÅŸlar, akciÄŸerler ) oluÅŸmaktadır. Diyafragma, göÄŸüs kafesi kasları ve yardımcı solunum kasları, solunumun  düzenli olmasını saÄŸlarlar

  1. Solumun Sistemi

  2. Suni Solunum

  3. Yabancı Cisim Tıkanmaları

  4. Suda BoÄŸulma


 

SOLUNUM SÄ°STEMÄ°

Vücudu oluÅŸturan tüm hücreler yaÅŸamlarını sürdürmek için bir dizi kimyasal iÅŸlemler yaparlar, bu iÅŸlemlere  METABOLÄ°ZMA  denilmektedir. Metabolik iÅŸlemler esnasında her hücre oksijen ve glikoz  kullanır;  karbondioksit ile diÄŸer atık maddeleri üretir:

                 ( Glikoz ) C6H1206 +  6 O2  Â®  6 CO2 +  6 H2O +  Enerji  

GörüldüÄŸü gibi kimyasal iÅŸlemlerin olabilmesi için oksijene gereksinim vardır. Ayrıca hayati organlara ( kalp, beyin gibi ) birkaç dakika oksijen gitmediÄŸi takdirde hücrelerde hasar oluÅŸmaktadır. 

SoluduÄŸumuz  hava normalde  % 21 oksijen, % 78 azot, % 1 oranında diÄŸer gazları içermektedir. Biz soluduÄŸumuz havada bulunan  % 21 oranındaki oksijenin sadece     % 5-6 sını  kullanırız.

Oksijen yokluÄŸunda görülebilecek sorunlar:

                                        0 -1.dakikada kardiyak hassasiyet ( aritmi vb.)

                                        1 -4.      “       beyinde hasara eÄŸilim

                                        4 -6.      “       beyin hasarı baÅŸlar

                                        6 -10.    “       beyin hasarı artar 

                                            10 +  “       geri dönüÅŸsüz beyin hasarı  

Oksijenin atmosferden alınıp hücrelere iletilmesi iki sistemin iyi çalışmasına baÄŸlıdır;   1- solunum sistemi, 2- dolaşım sistemi dolaşım)

  

Solunum yolu, solunum, dolaşım veya kalp fonksiyonlarında oluÅŸabilecek herhangi bir bozukluk beyin hasarı veya ölümle sonuçlanabilir.

SOLUNUMUN DEÄžERLENDÄ°RÄ°LMESÄ°:

Normalde solunum kendiliÄŸinden, sessiz, aÄŸrısız, kolaylıkla gerçekleÅŸir. Solunum sayısı  deÄŸiÅŸmekle  beraber genellikle eriÅŸkinde 15-20 kez/dk, çocukta  20-30 kez/dk, bebekte 30-40 kez/dk arasındadır, normal solunum yüzeysel veya derin deÄŸildir.

Solunum BAK-DÄ°NLE-HÄ°SSET yöntemiyle saptanır. Bak, göÄŸüs kafesi kalkıyor iniyor mu ? Dinle, soluk sesi duyuluyor mu ? Hisset, soluk yanaÄŸa geliyor mu ?  Bu soruların yanıtları olumsuzsa ya da aÄŸza  burna ayna veya cam tutulduÄŸunda buharlaÅŸma olmuyorsa solunum yok demektir. Solunum durduÄŸunda dokular oksijenlenemeyeceÄŸi için dudaklar ve tırnaklar  siyanotiktir (morarmıştır). 

SOLUNUM Ä°LE Ä°LGÄ°LÄ° SORUNLAR VE OLASI NEDENLERÄ°:

Solunum hızlı ve yüzeysel ise, nedeni : egzersiz, koÅŸma, ateÅŸli hastalıklar, ÅŸok, zehirlenme vb. olabilir.

Solunum  derin, zorlanarak, kesik kesik ise,nedeni : solunum yolu kısmen tıkalı ya da akciÄŸer sorunu olabilir.                                                     

KiÅŸi konuÅŸamıyor, öksüremiyor ve refleks olarak iki eliyle boÄŸazını tutuyorsa , nedeni:soluk yolu  yabancı cisimle tıkanmıştır.  Bir süre sonrada bilinç kaybı geliÅŸir.


SUNÄ° SOLUNUM

Bir kazazedenin yanına varıldığında ilk önce ABC kontrol edilerek sürekliliÄŸi saÄŸlanmalıdır.

A ( Airway ) : Soluk yolunun açıklığının saptanması ve sürekliliÄŸinin saÄŸlanmasıdır.

B ( Breathing ): Solunumun varlığının saptanması ve sürekliliÄŸinin saÄŸlanmasıdır.

C(Circulation):Dolaşımın (nabzın varlığının) saptanması ve sürekliliÄŸinin saÄŸlanmasıdır.

 

A ( Airway ), soluk yolunun açıklığının saptanması ve sürdürülmesi:

Bilinçsiz ya da yerde yatan bir kiÅŸiye rastlandığında, öncelikle kiÅŸi omuzlarından hafifçe sarsılarak “iyi misiniz ? “ sorusu sorulmalıdır. Yanıt alınamıyorsa, hemen baÅŸa pozisyon verilerek;. ağız içi takma diÅŸ, kusmuk, kanama, yabancı cisim, yiyecek,  vb nedenler açısından kontrol edilir. Bunlardan hangisi söz konusu ise o etken ortadan kaldırılır ;  etkenler el ya da mendil ile uzaklaÅŸtırılarak soluk yolu açılabilir.

BaÅŸa pozisyon verme nedeni : Bilinci kapanan kiÅŸilerde kaslar gevÅŸer, kökü alt çeneye baÄŸlı bir kas  olan  dilin geriye kayarak soluk yolunu tıkama olasılığı vardır. BaÅŸ geriye yatırıldığında çene yukarı kalkar bu esnada ona baÄŸlı olan dil de yükselir ve soluk yolu açılır.

BaÅŸa pozisyon iki ÅŸekilde verilebilir: 1- BaÅŸ çene pozisyonu, 2- Alt çene pozisyonu.

BAÅž-ÇENE POZÄ°SYONU: BaÅŸ,  bir el ile alından diÄŸer el ile enseden desteklenerek iyice geriye doÄŸru yatırılır. Böylece soluk yolunun açılması saÄŸlanır . Bu pozisyon,  kazazedenin boyun omurlarında zedelenme olasılığı yoksa uygulanabilir.

ALT-ÇENE POZÄ°SYONU: Alt çene iki taraftan kavranarak öne yukarı doÄŸru kaldırılır, baÅŸ hareket ettirilmez . Yüksekten düÅŸme, suda yere çakılma, trafik kazası söz konusu ise daima boyun omurlarında zedelenme varsayılır ve bu pozisyon uygulanır.

Soluk yolu açık, solunumu ve dolaşımı olan kiÅŸide, kusma veya kanama ( ya da olasılığı) varsa baÅŸ yana çevrilir. Boyun omurlarında zedelenme varsa, kiÅŸi yan çevrilir. Böylece dilin geriye kayması, kusmuk ya da kanamanın soluk yolunu tıkaması önlenmiÅŸ ve soluk yolunun sürekliliÄŸi saÄŸlanmış olur. 

B ( Breathing ), solunumun varlığının saptanması ve sürdürülmesi:

Soluk yolunun açıklığı saÄŸlandıktan sonra bak-dinle-hisset ile solunum deÄŸerlendirilir. KiÅŸinin solunumu yoksa, hemen suni solunuma baÅŸlanılmalıdır. Önce iki kurtarıcı soluk verilir, bu esnada göÄŸüs kafesinin yükselmesi izlenir. EÄŸer ilk soluk veriÅŸte göÄŸüs kafesi yükselmiyor ve direnç varsa baÅŸa tekrar pozisyon verilir, soluk verme tekrarlanır. GöÄŸüs kafesi halen yükselmedi ise üçüncü kez soluk verilmez yabancı cisim tıkanması varsayılır ve yabancı cisim çıkarılması yöntemine geçilir.

C (Circulation ),dolaşımın ( nabzın varlığının ) saptanması ve sürdürülmesi: *

Ä°ki kurtarıcı soluk verildiÄŸinde baÅŸarılı olunmuÅŸsa hemen nabza bakılır. Ä°lkyardımda nabız eriÅŸkinde ÅŸahdamarı( karotis), bebekte üst kol ( brakiyal) damarından alınır. EÄŸer nabız alınamıyorsa, kalp masajına baÅŸlanır.

* Bu konu ayrıntılı olarak dolaşım konusunda anlatılacaktır.                                                                

Suni solunum, solunumu olmayan kiÅŸinin yapay olarak solutulmasıdır. KiÅŸinin başına pozisyon verildikten sonra ( baÅŸ-çene, alt-çene gibi, ya da omzun  altına yastık gibi yükselticiler konularak başın geriye yaslanması saÄŸlanabilir ), bir el ile alından tutulurken diÄŸer el ile burun kanatlarından tutulur ve burun delikleri kapatılır; derin bir nefes alınır, hastanın aÄŸzı iyice kavranır ve nefes üflenir(balon ÅŸiÅŸirir gibi.

Suni solunum üç yoldan gerçekleÅŸtirilebilir: 1-Ağızdan aÄŸza, 2-Ağızdan burna, 3-Ağızdan aÄŸza ve burna.

Ağızdan ağza suni solunum,genellikle en çok tercih edilen yoldur. Kişinin ağzı iyice kavranmalıdır ve burun delikleri iyice kapatılmalıdır ki etkili olsun.

Ağızdan burna suni solunum,kiÅŸinin aÄŸzı sıkıca kapatılmalıdır. ÖnerildiÄŸi durumlar:

Hastanın aÄŸzını açmak mümkün deÄŸilse,

-  Yüzdeki ciddi yaralanma nedeniyle ağızdan soluk verilemiyorsa,

-  Hastanın diÅŸleri yoksa ve bu nedenle soluk verirken ağız kapanmıyorsa,

-  Sizin tercihinizse.

 

Ağızdan aÄŸza ve burna suni solunum, ağız - burun mesafesinin kısa olması nedeniyle bebeklerde uygulanır. Bebeklerde verilecek soluÄŸun miktarı yanakları ÅŸiÅŸirecek kadar olmalıdır, az ve sık soluk verilmelidir.     

*** KiÅŸide nabız var ise ve sadece suni solunum yapılacaksa, o  zaman

                                                                        eriÅŸkinde 5 saniyede bir ( 12 kez / dk )

                                                                        çocukta  4 saniyede bir ( 15 kez / dk )

                                                                        bebekte 3 saniyede bir ( 20 kez / dk ) soluk  verilmelidir.  

Buraya kadar anlatılan suni solunum yöntemi, sırtüstü yatan, aÄŸzında ve burnunda soluk vermeyi engelleyici bir sorunu olmayan hastaya uygulanan suni solunum yöntemiydi. Bu yöntemin dışında, hem suni solunum yapmak hem de yabancı cisim çıkarmak amacı ile kullanılan iki yöntem daha var. Bunlar:

I- HOLGER-NÄ°ELSEN YÖNTEMÄ°:

Hastanın aÄŸzında ve burnunda soluk vermeyi engelleyen bir sorun varsa ( kırık, yaralanma vb), yabancı cisim tıkanması veya suda boÄŸulma söz konusu ise uygulanabilir.

** Ä°leri dönem hamile, ÅŸiÅŸman, boyun-sırt ve kollarında yaralanma olan kiÅŸilerde uygulanamaz.

UYGULANIÅžI :   

Hasta yüzüstü yatırılır ve başı yana çevrilir. Kolları dirsekten bükülüp, elleri çene altında birleÅŸtirilir. Uygulamacı hastanın baÅŸ kısmında diz çöker; ellerini hastanın sırtına,akciÄŸerler hizasına yerleÅŸtirir. Kollar bükülmeden, omuzlardan kuvvet  alınarak sırta basınç yapılır. Bu basınçla, akciÄŸerlerdeki hava dışarı çıkarken soluk yolunu tıkayan nesnede dışarı sürüklenir. Hastanın nefes  alabilmesi için, hastanın dirseklerinden tutularak mümkün olduÄŸunca geriye doÄŸru  yukarı kaldırılır .  TIKLA

** Yabancı cisim çıkana ya da hastanın kendi solunumu dönene kadar uygulama sürdürülür.

 II- SÄ°LVESTER YÖNTEMÄ°:

ÅžiÅŸman kiÅŸilerde ve ileri dönem hamilelerde uygulanır.

** Boyun-sırt-kollarında yaralanma olan kiÅŸilerde ve soluk yolunun tıkanma olasılığında (midesi dolu ise ) uygulanmaz.

UYGULANIÅžI :

Hasta sırtüstü yatırılır, hastanın kolları kaburga kemiklerinin ( kostaların ) üzerine yerleÅŸtirilir ve uygulamacı  tüm ağırlığını verecek ÅŸekilde bastırır. Ardından kolları gergin olarak açılır.


YABANCI CÄ°SÄ°M TIKANMALARI

Yabancı cisim tıkanmaları, genellikle birÅŸey yerken veya içerken gülme, ani hareket gibi nedenlerle ortaya çıkabileceÄŸi gibi çocukların oyun oynarken cisimleri ağız ve burunlarına sokmaları sonucunda da görülebilmektedir.  

** Tıkanma nedeniyle kiÅŸi öksürüyorsa hiçbir giriÅŸim yapılmadan gözlenir. Ta ki aÅŸağıdaki belirtiler görülene kadar :

 ** KiÅŸi konuÅŸamıyor, öksüremiyor, iki eli ile boÄŸazını kavramış ve  panik halinde ise, siyanotik görünümün yanı sıra aşırı zorlanarak nefes almaya çalışıyorsa, hemen müdahale edilmesi gerekir. EÄŸer kısa sürede müdahale edilmezse bilinç kaybı ve ölüm meydana gelebilir.

Yabancı cismi çıkarmak üzere uygulanan yönteme Heimlich ( Subdiyafragmatik -, batından  itme ) manevrası denilmektedir.

 

BİLİNÇLİ KİŞİDE HEİMLİCH MANEVRASI:

Ayakta veya otururken uygulanabilir. Uygulamacı, tıkanan kiÅŸinin arkasına geçer, göÄŸüs kemiÄŸinin alt ucu ( ksifoid çıkıntı ) ile göbek çukuru arasındaki boÅŸluk üzerinde ellerini kenetler, içe-yukarı doÄŸru darbeler yapar. Yabancı cisim çıkana veya kiÅŸi bilincini kaybedene kadar bu iÅŸleme devam edilir.

Heimlich manevrasını kiÅŸi kendi kendine de uygulayabilir; bir sandalyenin arkalığına göbeÄŸin üstündeki boÅŸluktan abanarak yabancı cisim çıkarılabilir.

Ä°leri dönem hamilelerde heimlich manevrası  göÄŸüs kemiÄŸinin alt yarısına ( kalp masajı yapılan kısma ) uygulanır.

 BÄ°LÄ°NÇSÄ°Z KİŞİDE HEÄ°MLÄ°CH MANEVRASI:

1- Bilinçli kiÅŸide heimlich manevrası etkili olmadığında ve bilinç kapandığında, kiÅŸi hemen sırt üstü yatırılır, baÅŸa pozisyon verilir, ağız içi parmakla kontrol edilir ve yabancı cisim varsa çıkartılır yoksa hemen heimlich manevrasına geçilir.

2- Yerde yatan, bilinçsiz olduÄŸu saptanan, kiÅŸiye baÅŸ pozisyonu ve iki kurtarıcı soluk verilmesine raÄŸmen göÄŸüs kafesinde hareket gözlenmedi ve havaya karşı direnç hissedildi ise, yabancı cisim tıkanması olduÄŸu varsayılır ve hemen heimlich manevrasına geçilir. Eller, göbek çukuru üstündeki boÅŸlukta üst üste konularak içe-yukarı doÄŸru 5 kez darbe uygulanır, sonra ağız içi kontrol edilir, yabancı cisim çıkmamışsa bir soluk verilir ve bu iÅŸlem yabancı cisim çıkana dek sürdürülür.

 ** Bebeklerde,  karaciÄŸeri yaralayabileceÄŸi için, heimlich manevrası önerilmemektedir.

 DOLAÅžIM SÄ°STEMÄ° VE KALP MASAJI

 Dolaşım sistemi; arterler, arterioller, kapiller, venüller ve venlerden oluÅŸan birbirine baÄŸlı tüplerin oluÅŸturduÄŸu karmaşık bir sistemdir.

Kalp, bu sistemin içinde, itici bir güç olarak merkezde yer almaktadır. Kan, kalbin oluÅŸturduÄŸu basınçla tüm vücudu dolaşır. Kalp, yaklaşık olarak kiÅŸinin yumruÄŸu büyüklüÄŸünde, içi boÅŸ, kastan oluÅŸan bir organdır. Septum denilen bir duvarla ortadan saÄŸ ve sol  olarak önce ikiye, bunlar da  tekrar üst ( atrium, kulakçık ) ve alt ( ventrikül, karıncık ) olmak üzere ikiye bölünür; toplam dört boÅŸluktan oluÅŸur.

Vücuttan dönen kirli kan saÄŸ atriuma, saÄŸ atriumdan saÄŸ ventriküle geçer, saÄŸ ventrikülden de temizlenmek üzere pulmoner arterlerle akciÄŸerlere  taşınır. AkciÄŸerlere ulaÅŸan kan  CO2 - O2 deÄŸiÅŸiminden sonra pulmoner venler vasıtası ile vücuda pompalanmak üzere sol atriuma, oradan sol ventriküle geri taşınır, sol ventrikülden de aorta vasıtası ile vücuda dağıtılır. Atrium ile ventrikül arasındaki akışlar, geri dönüÅŸe izin vermeyen kapaklar tarafından kontrol edilmektedir. Kanın geri dönüÅŸünü önleyen bu sistemler sayesinde dolaşım sistemi tek yönde hareket ederek normal akışını sürdürür.

 Nabız : kanın sol ventrikülden büyük arterlere pompalanması sırasında periferik arterlerde oluÅŸan dalgalanmadır. Kalp atışının uçtaki atardamarlardan (periferik arterlerden) hissedilmesine NABIZ  denir.

Normalde nabız (kalp atım hızı) eriÅŸkinde 60-90 kez/dk, çocukta 80-100 kez/dk, bebekte 100-120 kez/dakika civarındadır.                                                                  

 Nabız alınan noktalar: Boyun (karotis arter, ÅŸah damarı), el bileÄŸi (radiyal arter), kasık (femoral arter), dirsek içi (brakiyal arter), diz arkası ( popliteal arter), ayak üstü, kulak önü, ÅŸakak vd.

 **  Ä°lkyardımda, dolaşım sorunu olan hastalarda  en rahat nabız ÅŸahdamarından alınabilir.

**  Bebeklerde nabız üst kolun iç kısmından ( brakiyal arterden ) alınabilir .

**  Åžah damarından nabız sadece tek taraflı alınır. 5 saniyeden uzun süre ve çift taraflı kesinlikle  bastırılmaz aksi halde kalp zarar görür (bradikardi geliÅŸir).

**  Nabız alınırken, damarın üzerine çok hafif ya da fazla bastırılırsa, nabız hissedilmeyebilir.

  Kan basıncı (arteryel tansiyon ), kanın arterlerden geçerken arter duvarına yaptığı basınçtır. Sol ventrikülün ( karıncık) kasılarak kanı aortaya  pompalamasına  SÄ°STOL ( büyük tansiyon, maksima ), gevÅŸeyerek kanla dolmasına ise DÄ°YASTOL ( küçük tansiyon, minima ) denilmektedir.

Kan basıncının ortalama deÄŸerleri eriÅŸkinde 110-120 / 70-80 mmHg, çocukta 90 / 60 mmHg, bebekte 70 / 50 mmHg’dır.

Kan basıncı, kolda dirseÄŸin 3 cm üstünden, bacakta ise diz üstünden ölçülür.

 KALP BASISI

 EÄŸer nabız alınamıyor, gözbebekleri büyümüÅŸ ve ifadesiz ise, kalp durmuÅŸ demektir ve yeniden çalışması için hemen giriÅŸim yapılmalıdır. Kalbin yeniden çalışması için yapılan giriÅŸime KALP MASAJI  denir.

Kalp masajının yapılabilmesi için kalbin tamamen durduğundan emin olunmalıdır.

  YAVAÅž TA OLSA ÇALIÅžAN KALBE ASLA MASAJ YAPILMAZ !

 UYGULANIÅžI:

 ERÄ°ÅžKÄ°NDE : Sternumun ( göÄŸüs kemiÄŸinin ) 1/2 alt kısmına veya sternumun alt ucunda yer alan ksifoid denilen  çıkıntının iki parmak üstüne uygulanır. Uygulamacı  hastanın yanına, göÄŸüs kemiÄŸine paralel olarak diz çöker. Elinin topuk kısmını ksifoidin iki parmak üstüne yerleÅŸtirir. DiÄŸer elinin topuk kısmını da o elin üzerine yerleÅŸtirir. Kollarını bükmeden, omuzdan kuvvet alarak göÄŸüs kemiÄŸini, göÄŸüs yüksekliÄŸinin üçte biri içeri çöktürülecek (4-6 cm) kadar bastırır. Bir dakika sonra nabız kontrol edilir. Nabız alınabiliyorsa kalp masajına hemen son verilir. Aksi halde, hasta geri dönene, yorulana yada hastaneye ulaÅŸana kadar devam edilir .

 Ã‡OCUKTA : EriÅŸkinle aynı yere ancak tek el ile ve göÄŸüs kemiÄŸi 2,5-4 cm içeri girecek  kadar basınç uygulanır .

 BEBEKTE : Ä°ki  meme başını birleÅŸtiren hayali çizginin tam ortasından bir parmak aÅŸağıya iki parmak ( orta ve yüzük parmakları) yerleÅŸtirildikten sonra göÄŸüs kemiÄŸi 1,5-2,5 cm içeri girecek kadar bastırılır .

 **  Nabız alınabiliyorsa  kalp masajına son verilir ve solunum kontrol edilir

YABANCI CÄ°SÄ°M TIKANMASI

Bebeklerde yabancı cisim iki şekilde çıkarılabilir:

1- Bebek ayaklarından sıkıca kavranarak baÅŸ aÅŸağı gelecek ÅŸekilde tutulur, akciÄŸerleri hizasından sırtına hafif darbelerle vurulur. Ancak bu yöntem çok fazla tercih edilmemektedir.

2- Bebek uygulamacının koluna yüz üstü gelecek ÅŸekilde yatırılır. BebeÄŸin başı çene kısmından elle kavranır, yer çekimini saÄŸlamak üzere, kol aÅŸağıya doÄŸru dize desteklenir. BebeÄŸin sırtına, kürek kemiklerinin ( skapulaların ) hizasından, diÄŸer elin taban kısmı ile 5 kez vurulur. Sonra diÄŸer kola sırt üstü yatırılarak, kalp masajı yapılan ( iki meme başı arasında çizilen hayali çizginin bir parmak altı ) yerden  5 kez bastırılır. Ağız içine, yabancı cisim çıktı mı diye bakılır ( gözle ), görünen bir ÅŸey yoksa iÅŸlem yabancı cisim çıkana kadar sürdürülür. EÄŸer bebeÄŸin bilinci kapanmışsa, ağız içi kontrol edildikten sonra bir kez soluk verildikten sonra iÅŸlem sürdürülür.

 ÖZET:

Yerde yan yatan birisi görüldüÄŸünde yapılması gerekenler; 

 1- Omuzlarından tutarak hafifçe sarsın ve” iyi misiniz ?” diye sorun. Hiç yanıt alınamıyorsa  bilinçsiz  kabul edilir.

2- Görünürde yaralanma ya da olasılığı yoksa, kiÅŸi sırt üstü yatırılır, kolları uzatılır ve yardım istenir.

3- BAK-DÄ°NLE-HÄ°SSET yöntemi ile solunumu saptanır.

4- Solunum yoksa, ağız içi körleme yöntemiyle ( ağız içinin parmakla araÅŸtırılması) kontrol edilir.

5- BaÅŸa pozisyon verilir (alt çene veya baÅŸ çene ) .

6- Solunum tekrar saptanır. Solunum yoksa iki kurtarıcı soluk verilir.

7- EÄŸer bir kez soluk verildiÄŸinde göÄŸüs kafesinde hareket yoksa, tekrar baÅŸ pozisyonu  verilir ve tekrar bir kez soluk verilir.

8- EÄŸer halen  göÄŸüs kafesinde hareket yoksa, yabancı cisim varsayılarak hemen heimlich manevrasına baÅŸlanır: 5 kez batından itme yapılır.

 9- Ağız içi kontrol edilir.

10- Bir kez soluk verilir.

 ** Tıkanıklık açılana kadar 8-9-10 tekrarlanmalıdır.

 Hareketsiz ve tepkisiz yatan bir bebek  görüldüÄŸünde;

1- Omuzlarından tutularak hafifçe sarsılır, hiçbir tepki yoksa bilinçsiz kabul edilir.

2­ Bak-dinle-hisset yöntemi ile solunumu saptanır.

3- Solunumu yoksa, ağız içi ağız açıldıktan sonra gözle incelenir ( körleme     yapılmaz!).

4- BaÅŸa pozisyon verilir. Bebeklerde boyun mesafesi kısa olduÄŸu için baÅŸ hafifçe geriye yatırılır.

 ** EriÅŸkinlerde olduÄŸu gibi fazla geriye yatırılmaz !                    

5- Solunum tekrar saptanır. Solunum yoksa iki kurtarıcı soluk verilir.

6- Bir kez soluk verildiÄŸinde eÄŸer göÄŸüs kafesinde hareket yoksa, tekrar baÅŸ pozisyonu verilir ve tekrar bir kez soluk verilir.

7- EÄŸer halen göÄŸüs kafesinde hareket yoksa, yabancı cisim varsayılarak hemen çıkarma giriÅŸimi baÅŸlatılır. Bebek yüz üstü kola yatırılır, kol dizde desteklenir. Sırttan, kürek kemiklerinin ( skapula ) hizasından 5 kez el tabanı ile hafif darbelerle vurulur.

8- Sonra diÄŸer kola sırt üstü yatırılır ve iki meme başı arasında çizilen hayali çizginin bir parmak altından iki parmakla 5 kez bastırılır.

9- Ağız içi kontrol edilir.

10- Bir kez soluk verilir.

  ** Tıkanıklık açılana kadar 7-8-9-10 tekrarlanır.

SUDA BOÄžULMA

BoÄŸulma, suya batma nedeniyle nefessiz kalma sonucunda  meydana gelen ölüm olarak tanımlanmaktadır. KiÅŸinin, suda paniÄŸe kapılması sonucunda boÄŸulma olayı meydana gelir. KiÅŸi paniÄŸe kapılınca, soluk yoluna az miktarda da olsa tatlı (ya da tuzlu) su kaçması durumunda boÄŸazdaki larenks kasları kasılır. Vücut akciÄŸerlere daha fazla su girmemesi için refleks olarak bu yolla korunur, ancak bu kasılma nedeniyle akciÄŸerlere hava giriÅŸi de engellendiÄŸinden kiÅŸi havasız kalır ve bilinci kapanır. Bir süre sonra kaslar gevÅŸer ve kiÅŸi sudan kurtarılamadıysa akciÄŸerlere su giriÅŸi gerçekleÅŸebilir.

BoÄŸulmak üzere olan bir kiÅŸi görüldüÄŸünde suda kurtarma konusunda eÄŸitim alınmamışsa kurtarma esnasında sorun yaÅŸanabilir, paniÄŸe kapılmış kiÅŸi kurtarıcıyı suya çekerek  onunda boÄŸulmasına neden olabilir. O nedenle suda paniÄŸe kapılmış kiÅŸiye önce ip, simit gibi nesneler atılabilir, dal veya kürek gibi nesneler uzatılarak tutunması saÄŸlanabilir veya kayık, su motoru gibi araçlarla ulaşılmaya çalışılır. PaniÄŸe kapılmış kiÅŸiye daima sırttan yaklaşılmalıdır.

İlkyardım yapmak için kişi mutlaka en kısa zamanda sudan çıkarılmalıdır.

Çıkarılan kiÅŸinin aÄŸzında su veya köpük varsa yan çevrilerek veya holger-nielsen  metoduyla dışarı akması saÄŸlanır, ondan sonra yapılacak iÅŸlemler sırasıyla ABC deÄŸerlendirilmesi ve ABC nin devamlılığının saÄŸlanmasıdır (baÅŸ pozisyonu verilmesi, solunumu yoksa suni solunum, kalbi çalışmıyorsa kalp masajı yapmak). KiÅŸinin üstünün örtülmesi, ÅŸoka girmemesi açısından çok önemlidir.                                                       

Åžayet boÄŸulma, bir dalma kazası sonucu geliÅŸmiÅŸse,  boyun omurlarının korunması unutulmamalıdır.  En kısa zamanda bir saÄŸlık kuruluÅŸuna götürülmelidir

KANAMA VE KANAMALARIN KONTROL  ALTINA ALINMASI

Kanama, tartışmasız, belli baÅŸlı acil sorunlardan biridir. Kanama mutlaka kısa sürede belirlenmeli ve ciddiyeti deÄŸerlendirilerek, kontrol altına alınmalıdır. 

Kanın damar dışına çıkmasına KANAMA (HEMORAJÄ°) denir. İç ve dış kanama olmak üzere ikiye ayrılır.

İç kanamalar gözle görülemediklerinden, belirlenmeleri ve en kısa zamanda hastaneye ulaÅŸtırılmaları önemlidir. Halbuki dış kanamalar gözle görülebilir ve durdurulma yöntemleri ile kontrol altına alınabilirler. Kanama baÅŸlangıçta halsizlik yapar, eÄŸer kontrol altına alınmazsa ÅŸok ve ölüm geliÅŸebilir.

Normal bir eriÅŸkinin vücut ağırlığının ortalama 1/13’ ünü kan oluÅŸturmaktadır. 70 kg’ lık bir kiÅŸide 5-6 lt civarında kan bulunduÄŸu varsayılmaktadır. % 10 oranındaki kan kaybı (ortalama eriÅŸkinde 600 ml, çocukta 200-300 ml, bebekte 25-30 ml ) oldukça tehlikelidir.

Kanamaların Sınıflandırılması :

 I- Kanamanın meydana geldiÄŸi yere göre :           

      1-  İç kanama

      2-  Dış kanama

II- Kanayan damarın cinsine göre :

    1- Atardamar (arter) kanaması : Parlak kırmızı renklidir, kalp atımı ile eÅŸzamanlı fışkırır

    2- Toplardamar (ven) kanaması : Koyu kırmızı renklidir, devamlı akar

    3- Kılcaldamar (kapiller) kanaması : Devamlı, yavaÅŸ, sızıntı ÅŸeklinde akar.

**  Kısa sürede fazla miktarda kan kaybını vücut dengeleyemez (tolare edemez) ve ÅŸok geliÅŸir. Oysa az miktarda ve uzun zaman süresi içindeki kan kaybını vücut kısmen de olsa dengeleyebilmektedir. ÖrneÄŸin: kan verme iÅŸleminde  500 ml kan, 10 - 15 dakika gibi bir zaman zarfında ve kontrollü olarak alındığından, vücutta herhangi bir sorun oluÅŸturmamaktadır.

1- İÇ KANAMA

İç kanamanın vücut dışında en sık görülen belirtileri ezikler ve çürüklerdir. Bu  belirtiler yumuÅŸak doku içine kanama olduÄŸunun göstergesidir. İç kanamalar, gözle görülemeyen kanamalar olmasına raÄŸmen, dışa açılan bir iç organda meydana gelmiÅŸse, daha kolay ve çabuk fark edilirler; örneÄŸin : mide, akciÄŸer, böbrek kanamalarında olduÄŸu gibi. İç kanamayı düÅŸündüren bulgular genellikle hipovolemik ÅŸoka ait bulgulardır.

İç kanama bulguları :

- Nabız zayıf ve süratlidir (ipliksi)

- Deri soğuk ve nemlidir (yapışkandır)

- Gözler donuk, gözbebekleri geniÅŸlemiÅŸ ve ışık refleksi zayıftır

- Hastada genelde susuzluk hissi ve huzursuzluk vardır

- Bulantı, kusma olabilir

- (Geç bulgu: Kan basıncı düÅŸer)

Ä°lkyardım: Herhangi bir vurma, çarpma, darbe sonrası bu belirtiler söz konusuysa, bu durumda yapılacak en doÄŸru ÅŸey, kiÅŸiyi bir an önce hastaneye ulaÅŸtırmak olmalıdır. (bakınız: ÅŸok)

2- DIÅž KANAMA

Kanamayı durduran savunma mekanizmaları damarın kesilmesi sonucu hava ile temas edince faaliyete geçerek önce kesilen damar uçlarının büzülmesini saÄŸlarlar. Daha sonra kesik damar uçlarında pıhtı oluÅŸur, pıhtı büyüyerek damarı tıkar ve böylece kanama durur.

Vücuttaki pıhtılaÅŸma mekanizmalarını dokular ve doku sıvıları uyarır. Normalde atardamar ve toplardamardaki kan, aradaki damar duvarı nedeniyle, doku ve doku sıvıları ile temas etmediÄŸinden, damar yaralanmadıkça pıhtılaÅŸma olmaz. Damar yaralandığında, kanama fazla olacağından pıhtılaÅŸma gecikebilir, o nedenle pıhtılaÅŸmayı hızlandırmak için kanama durdurma yöntemlerine baÅŸvurulur.

Dış kanamaları durdurma yöntemleri :

Parmakla (lokal, yerel) basınç (1, 2 )

Basınçlı sargı

-  Yaranın üstünde yer alan artere / damar köküne basınç (femoral arter, brakial arter, temporal arter, vd)

-  Elevasyon ( kanayan kısmın kalp seviyesinde veya üzerinde tutulması )

-  Turnike

-  Atelleme ( kanamayı doÄŸrudan durdurma yöntemi deÄŸildir ! Kırıkların sabitlenmesi sonucunda  kanamanın da kontrol altına alınmasını saÄŸlar ). 

TURNÄ°KE : DiÄŸer yöntemlerle durdurulamayan kanamalarda en son seçenek olarak uygulanmalıdır. Genellikle organ kopmalarında veya derin arter kesilerinde, tek kemikli olan üst kola veya üst bacaÄŸa uygulanır. Amaç, kanayan atardamarı, kemik ile deri arasında sıkıştırarak, yaralı yere olan kan akımını engellemektir. Ara ara gevÅŸetilmelidir, aksi halde gangren geliÅŸebilir.

İp, tel, ince sert lastik cilde zarar vereceğinden kesinlikle kullanılmaz.

Üçgen sargı bezi, çorap, kravat veya herhangi bir enli kumaÅŸ parçası ile turnike yapılabilir.

Turnike en fazla iki  saat uygulanabilir. GevÅŸetme süresi ilk bir saatte 10- 20 dakikada bir, sonraki bir saatte ise 5-10 dakikada bir olmalıdır. GevÅŸetme süresi  turnike uygulanan yerin, yaralı kısma olan uzaklığı ile ters orantı olmalıdır. Mesafe uzunsa, gevÅŸetme süresi kısa olmalıdır. Turnike gevÅŸetildiÄŸinde, lokal basınç yapılmalı ve cilt normal rengine döndüÄŸünde, turnike yine sıkılmalıdır.

DESTEKLEME (ATELLEME) : Yaralı kol veya bacaklardaki kanamaların çoÄŸu, kırılan kemiÄŸin sivri uçları ile kasların yırtılması ya da kırılan kemiÄŸe yakın damarların yırtılması  sonucunda  meydana gelir. Kol veya bacak sabitlenmezse, hasar ve kanama devam eder. Ekstremitenin ( kol veya bacak ) sabitlenmesine destekleme denilmektedir. Kırık kemik uçları kontrol altına alındıklarında kanama da azalacaktır. 

EPÄ°STAKSÄ°S (BURUN KANAMASI) :

Kafatası kırığı, darbe sonucu oluÅŸan yüz yaralanmaları, sinüzit, enfeksiyon, burun anomalisi, yüksek tansiyon, kanama bozuklukları gibi nedenlerle oluÅŸabilir.

İlkyardım:

- KiÅŸi dik oturtulur, başı hafif öne eÄŸilir ve burun kanatlarından iki parmakla bastırılır.

- Burna, alna ve enseye soğuk ıslak bez konarak lokal soğutma ile kanama kontrol altına alınabilir.

- Özellikle endiÅŸeli ve yüksek tansiyonlu kiÅŸilerin sakinleÅŸtirilmesi önemlidir.

Kanamaların tanımında kullanılan bazı terimler :

HEMATEMEZ   :  Kusmuk ile kan gelmesi

HEMOPTÄ°ZÄ°      :  Öksürükle kan gelmesi

HEMATOM       :  Deri altında yumuÅŸak dokuda kan birikimi ile oluÅŸan yumuÅŸak kitle

EKÄ°MOZ             :  Deride siyah ve mavi renk deÄŸiÅŸikliÄŸi; morluk,çürük.

MELENA           :  Katran gibi siyah dışkı

HEMATOÅžEZÄ°  : Rektumdan parlak kırmızı kanama

HEMATÜRÄ°       : Kanlı idrar

ÅžOK

Dolaşım sistemi, kanın tüm hücre ve dokulara ulaÅŸmasını saÄŸlar. Bu sistem sayesinde her hücreye oksijen ve besin maddesi taşınır ve hücrelerden metabolik atıklar uzaklaÅŸtırılır.

Beyin, medulla spinalis ve kalp gibi organların devamlı ve belirli miktarda kana gereksinimleri vardır ve kan akımının kesilmesine birkaç dakikadan fazla tahammül edemezler. Aksi halde, hücreler  ya ölürler ya da fonksiyonlarını kaybederler.

Kalp, kanın dolaşım sistemi içinde sürekli dolaÅŸmasını saÄŸlar; bir dakikada ortalama 6 lt kanı, sadece 6 lt alan sisteme pompalar.  Dolaşım sistemi tarafından, vücudun her tarafına yeterli miktarda kanın pompalanamadığı duruma ÅžOK denilmektedir. Åžokun oluÅŸabilmesi için, mutlaka kiÅŸide bir sorun olmalıdır ve bu sorun kontrol altına alınamadığı için kiÅŸinin durumu gittikçe bozulmalıdır. Örnek : kiÅŸinin bacak kemiÄŸi kırılmış, ÅŸiddetli kanıyor ve hiçbir müdahale yapılmamışsa, ÅŸok geliÅŸir.

Åžoku oluÅŸturan en önemli  nedenler : -  aşırı kan kaybı

                                                                                 -  geniÅŸ ve derin yanıklar

                                                                                 -  aşırı kusma ve ishal            sıvı kaybı

                                                                                 -  aşırı terleme .

Şok Çeşitleri :

Hipovolemik Åžok : Damar içinde dolaÅŸan sıvı hacmindeki azalma nedeniyle görülen ÅŸok çeÅŸididir. Nedeni: Ani ve ÅŸiddetli sıvı veya kan kaybıdır.

Metabolik Åžok : Damar dışı vücut sıvılarının kaybı söz konusudur. Nedeni: Aşırı kusma, ishal, terleme veya diyabetik koma olabilir.

Anaflaktik Åžok : Åžiddetli alerjik reaksiyon söz konusudur.

Nörojenik Åžok : Sinir sisteminin dolaşım sistemi üzerindeki kontrolü kaybolmuÅŸtur.

Şokun Belirti ve Bulguları :

-  Huzursuzluk ve endiÅŸe               -  Bakışlar mat ve anlamsız, gözbebekleri geniÅŸlemiÅŸ

-  Hızlı ve zayıf nabız                       -  Susama hissi

-  SoÄŸuk ve nemli deri                   -  Bulantı ve kusma

-  Aşırı terleme                                -  Hipotansiyon

-  Solukluk ve siyanoz                    -  Hızlı geliÅŸen ÅŸokta, ÅŸuur kaybı

-  Yüzeysel, hızlı, zor, düzensiz ve tutuk solunum (özellikle göÄŸüs yaralanmalarında)

Şokta İlkyardım :

-  Öncelikle ABC deÄŸerlendirilir  ve devamlılığı saÄŸlanır (bkz : temel yaÅŸam desteÄŸi) .

-  Sıkı giysiler gevÅŸetilir.

Åžok Pozisyonu  verilir: bacaklar 25-30 cm  yükseÄŸe (kalp seviyesine) kaldırılır.

-  Kanama durdurulur, kırıklar desteklenir, yaraların pansumanı yapılır.

-  Isı kaybına karşı hastanın üstü örtülür.

-  Hastanın nabzı, solunumu düzenli aralıklarla kontrol edilir.

- Yiyecek ve içecek kesinlikle verilmez

KIRIK - ÇIKIK - BURKULMA

KIRIK : Kemik dokusunun bütünlüÄŸünün bozulmasıdır.

Çeşitleri :

- Kapalı kırık; deri bütünlüÄŸünün bozulmadığı, çevre dokuların çok fazla zarar görmediÄŸi kırıklardır.

- Açık kırık; kırık kemik uçlarının görülebildiÄŸi, çevre dokuların zarar gördüÄŸü kırıklardır.

Kırıkta belirti ve bulgular :

-  AÄŸrı,

-  Morarma,  çürük, ÅŸiÅŸlik

-  Åžekil bozukluÄŸu (deformite), simetride bozulma,

-  Hareket edememe, hareket kısıtlanması.

Kırıkta İlkyardım :

* Kanama varsa kontrol altına alınır, yara varsa kapatılır

* Kırığın çevre dokulara zarar vermemesi için ekstremite (kol veya bacak) desteklenir.

DESTEK (ATEL) : Kırığı tespit etmek ( hareket etmesini önlemek ) amacı ile kullanılan tahta parçası, mukavva, sert karton, yastık üçgen sargı bezigibi malzemelere verilen genel ad.

Desteklerken (Atellerken) Dikkat Edilecek Hususlar :

-  Kırık parçalara kesinlikle dokunulmaz veya içeri yerleÅŸtirilmeye çalışılmaz

Kırığın üstünde ve altında yer alan eklemler de desteklenir ( atele dahil edilir)

Uçlara doÄŸru (el ve ayaklar vücudun uç noktalarıdır) tüm eklemler desteklenir.

*  ÅžiÅŸlik ve ödemi önlemek üzere kol veya bacak yerçekiminden kurtarılır (kol ise kalp seviyesinde tutulur, bacak ise uzatılır).

Ağrı şiddetli ise ve kişi kendi içebilecek durumdaysa ağrı kesici verilebilir.

ÇIKIK : Eklemi oluÅŸturan kemiklerden birinin yerinden ayrılmasıdır. Ligament ve kapsül yaralanması gibi ciddi sorunlar ortaya çıkabilir. Eklem yüzeyleri birbirinden tamamen ayrılmış kemik uçları deÄŸiÅŸik pozisyonlarda kilitlenmiÅŸ olabilir. Herhangi bir hareket hem çok güçtür hem de aÄŸrılıdır.

Çıkmaya en yatkın eklemler: parmak, omuz, dirsek, kalça, ayak bileği ve çene eklemleridir.

Belirti ve bulgular :

- Åžekil bozukluÄŸu,

- Hareketle artan ağrı,

- Morarma, ÅŸiÅŸlik,

- Hareket kısıtlanması veya kaybı.

Çıkıkta İlkyardım :

* Hareket etmemesi için desteklenir. Desteklerken kıvrılma varsa ve açılmıyorsa zorlanmaz, bulunduğu halde tespit edilir .

* Ağrı kesici verilebilir.

* Hastaneye götürülür.

BURKULMA: Eklemin normal hareket sınırının ötesine bükülmesi ve gerilmesi sonucu, kapsül ve ligamentlerin zedelenmesi veya yırtılmasıdır. Daha ziyade diz, ayak  ve el bileÄŸinde meydana gelir.

Burguları :

- Hassasiyet, şişlik, morluk, ağrı, harekette kısıtlanma.

Burkulmada İlkyardım :

* Ekstremite (kol veya bacak) hareket ettirilmez, dinlendirilir.

* YükseÄŸe kaldırılır (yerçekiminden kurtarılır) .

* Morarma ve ÅŸiÅŸliÄŸi önlemek üzere soÄŸuk uygulama yapılır. Olayın üzerinden birkaç saat geçmiÅŸse, soÄŸuk uygulamanın yararı yoktur, bu durumda ÅŸiÅŸlik, morluk ve aÄŸrıyı azaltmak üzere sıcak uygulama yapılabilir.

Soğuk uygulama için : buz torbasına veya sağlam bir plastik torbaya buz parçaları konup, havluya ya da bir yastık kılıfına sarıldıktan sonra burkulan kısma yerleştirilir.

Sıcak uygulama için : Derin bir kaba ılık-sıcak arası su konur ve burkulan kısım içinde 15 dakika kadar bekletilir. Günde birkaç kez yapılacak bu uygulama iyileÅŸene kadar tekrarlanabilir. Ya da sıcak su içinde ıslatılmış sıkılmış havlu ile bölge sarılır hemen soÄŸumaması için üzerine naylon örtülebilir

      BaÅŸa Dön

Son Güncelleme: Cuma, 23 Ocak 2009 12:09
 
TwitterFacebook